Seçimler geldi çattı.
Kime - kimlere oy vereceğiz veya kesinlikle kime - kimlere oy vermeyeceğiz?
Seçmenin kafasında bunlar var.
Her seçimden önce seçimi etkilemek için oyun kuruculuğu önem taşır.
Nasıl oyun kuruculuğu yapılırsa seçimin sonucunu etkiler?
İlk oyun kurucu RTE = AKP oldu.
MHP ve BBP’sini bünyesine aldı milliyetçi oyları hedefledi. MHP ve BBP baraj altında görüldüğü için birkaç milletvekili çıkarma garantisiyle canlarına minnetti bu iki partinin. Afrin-Münbiç ver mehteri, havası ile birde İYİ Parti seçim dışına itilirse çantada keklik gördü seçimi RTE ve AKP.
Oyunu CHP bozdu, oyun kurarak. Önce Millet İttifakı’na öncülük etti sonra İYİ Parti’ye kaydırdığı sonra geri aldığı vekiller ile İYİ Parti’nin seçime girmesini sağladı.
Devamında Cumhurbaşkanı adayı, Muharrem İnce meydanlarda Doğu Perinçek’in yüz bin imzayı bulması için çağrı yaptı (pişman olmuştur) bir kişinin daha cumhurbaşkanlığı yarışına katılmasını sağladı.
Bu hamlelerden sonra yeni hamleler gelir beklenir seçim yaklaştıkça da gelmeye devam edecektir… Öyle de görünüyor.
Geldik en büyük oyun kuruculuğuna; Seçimin sonucunu HDP’nin baraj altında kalıp-kalmaması etkileyecek bu netleşti mi?
Netleşti.
Hatta seçim, uyum yasaları adı altında getirilen bazı düzenlemelerin HDP’yi baraj altında bırakmaya yönelik olduğu anlaşıldı mı?
Anlaşıldı.
Öyle ise, seçmenin boynunun borcu HDP’yi baraj altında bırakmamak.
Bu da demektir ki, seçmen oyun kuruculuğuna soyunsun ve HDP’yi baraj üstünde tutacak oyları sağlasın.
Oyunu bozacak oyun, seçmenin oyun kuruculuğudur.
İlk kez bu seçimde, kimi seçeceğimizden çok kimi seçmeyeceğimiz önem taşıyor.
Geldiğimiz nokta budur…