
“Çocukların ruh ve beden sağlığı her şeyden önemlidir” diyen “Ortam Sanal Suç Gerçek” adlı kitabın yazarı İsa Altun, “Teknolojinin hayatımızı kuşatmasıyla beraber, internet, yaşantımızın vazgeçilmez unsuru haline geldi. Ailelerin ‘Bilişim medya okuryazarlığı ‘ konusundan bihaber olmaları da işleri zorlaştırıyor. Henüz 7-8 yaşlarındaki çocuklarda bile, cep telefonları ve tabletlerle haşır haşır neşir olmaları ciddi ruhsal ve bedensel sorunları beraberinde getiriyor. Dikkat etmek gerek, tehlike bir tık ötede” diye konuştu.
“BATILI ÜLKELERİNDE AİLELER ÇOCUKLARINA CEP TELEFONU ALMIYOR”
Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD’de ailelerin bu konuda oldukça disiplinli olduğunu ve katı kurallar uyguladıklarını ifade eden Altun, bu ülkelerde yaşayan ailelerin çocuklarına 17 yaşından önce cep telefonu ve benzer teknolojik cihazlar almadıklarını belirterek, “Çünkü internet ortamında çocukların müstehcen sitelere tesadüfen ve kolay bir şekilde girip, çeşitli taciz ve suistimallere uğramaları mümkündür” dedi.
Yazdığı kitaplar ve katıldığı TV programları aracılığıyla insanların bilişim suçları konusunda aydınlanmasını sağlayıp, sanal alemde zarar görmemeleri için uğraşan İsa Altun şu açıklamaları yaptı:
“İnterneti kullanmanın sadece bir hobi ya da eğlence değil, önemli bir yaşam becerisi olduğunun farkındayız. İnternet sınır tanımaz. Nereden bağlanırlarsa bağlansınlar, çocuklar arasında teknolojinin güvenli ve sorumluluk bilinci içerisinde kullanılmasını anlamaları ve bunu zorunlu tutmalarını önemli hale getirmektedir.
“ÇOCUKLARI İNTERNET ÜZERİNDEN SUİSTİMAL ETMEK DAHA KOLAY”
Sizler istediğiniz kadar filtre programlar yükleseniz de bir şekilde arkadaşlarından öğrendikleri taktiklerle bunu suistimal edebilirler. Denemesi bedava. Girin chat, sohbet odalarına. Kendinizi 12-13 yaşında bir kız çocuğu olarak tanıtın ve sohbet etmeye başlayın. Seyredin bakalım pedofillerin ( çocuk tacizcileri) çocuk istismarını.
Pedofillerin kol gezdikleri ve kendilerini en rahat hissettiği alan internet. Okuyucu soruyor: ‘Yazılarınızı ailece okuyoruz. Lakin her yazınızdan daha sonra olaylara ve yaşanan gelişmelere daha bir şüpheci olmaya başladık.’ Okuyucumuz haklı olabilir. Ama bizim yazılarımızı yazdıran unsur adliye koridorlarında gördüğümüz, şahit olduğumuz acı ve istenmeyen olaylar.
Çocukları bilhassa internet üzerinden suistimal etmek daha kolay. Bilinçlendirmeye önceden ailelerden başlamak gerekli. Çocuklarımızı yetiştirirken sağlıklı bir şüphecilik olgusuyla yetiştirmeli ve ‘hayır’ demeyi öğretmeliyiz. Gelişmiş ülkelerde çocukların eğitim gördüğü yerler ile kreşlerde çocuklara ilk öğretilen şey ‘güvenli internet eğitim ve bağırmak.’ Biz ise çocuklara susmayı, baskı kurmayı, sesini yükseltmemeyi bilinçaltlarına mesaj olarak veriyoruz.
“SORUMLULUK BİLİNCİNE SAHİP DİJİTAL VATANDAŞLARDAN OLUŞAN BİR NESİL OLUŞTURMAK GEREKİYOR”
Cinsel istismar, çocuk için travmatik bir deneyimdir. İstismarın çocuk üzerinde bıraktığı olumsuz etkileri, farklı unsurlar belirler. Bunlar; cinsel istismarın şekli, sıklığı, çocuğun istismar edilmeye ne şekilde zorlandığı, istismara maruz kalınan yaş, açığa çıkarılan cinsel istismara karşı anne-babasının tepkisi, mağdurun kişilik yapısı ve hayatındaki dengeleyici unsurlardır.
Kimden gelirse gelsin, cinsel istismar çocuğun psiko-sosyal gelişimini önemli ölçüde örseler. Araştırmalar, istismara uğrayan çocukların kendileriyle ilgili oldukça olumsuz düşüncelere sahip olmakla birlikte özgüven problemi yaşadıklarını; çoğunun saldırgan veya depresif bir ruh hali sergilediklerini, bir kısmının ise intihara meyilli olduğunu ortaya koymuştur.
Çocuk kendini çevreden soyutlamaya, yetersiz sosyal beceriler, sorunlu akran ilişkileri ve başkalarıyla güvene dayalı ilişkiler kurmada güçlük, mağdur çocukların ortak özelliklerindendir. Uygunsuz cinsel davranışlarda bulunma da (cinsel aktiviteye aşırı ilgili, kendini teşhir etme gibi) istismar sonrası göze çarpan davranış bozukluklarından.
İnternet güvenliğini öğretmek, öykünün sadece yarısıdır. Çocuklar ve aileler için internet güvenliği girişiminin asıl amacı, çevrimiçi davranışları, medya okuryazarlığı, emniyet ve güvenlik, etik ve toplum değerlerini yansıtan, sorumluluk bilincine sahip dijital vatandaşlardan oluşan bir nesil oluşturmak gerekiyor. “
(Tuncay DAĞLI/Kent Yaşam)