
“Emeğin, çevrenin, kültürün yaşatıldığı kentler için, halkçı belediyecilik” sloganıyla yola çıkan Emek Barış ve Güç Birliği Topluluğu üyeleri Makine Mühendisleri Odası Beylikdüzü İlçe Temsilciliği’nde bir araya geldiler. İki ana başlıktan oluşan eleştirilerini basın mensuplarıyla paylaşan Emek, Barış ve Güç Birliği ekonomik krizin sonuçlarına ve belediyelerin yönetme tutumlarına yönelik düşüncelerini ifade ettiler.
“Rantçı belediyecilik karşısında birlikte direnmeliyiz”
“Belediyeler; sağlık, eğitim, barınma, su elektrik, doğalgaz, ulaşım, kültür, sosyal hizmetler, bayındırlık, alt yapı hizmetleri, çevreyi koruma gibi temel ihtiyaç ve hizmet alanlarında kamusal hizmet vererek halkın yaşamını koruması ve kolaylaştırması gerekirken, tam tersine temizlik hizmetlerinden , ulaşıma, elektrik, doğalgaz dağıtımından, su, kanalizasyon hizmetlerine kadar ne varsa özel şirketlere, özelliklede yandaşlara ihale ederek, emlak vergisi, çöp vergisi, tabela vergisi, harçlar gibi birçok kalemde halktan topladıkları paraları rantçılara aktarmaktadırlar. Özelleşen hizmet alanlarında, taşeronlarda hizmet üreten işçi ve emekçiler örgütsüz, güvencesiz kölelik koşullarında çalışmaya mahkum ediliyorlar.” şeklinde eleştirilerini söze döken topluluk üyeleri; “Bütün bunlardan ötürü 2019 yerel seçimlerinde talan, yolsuzluk, rüşvet çarkında kentlerimizi halka yabancılaştıran , yağmalayan rantçı belediyecilik karşısında birlikte direnmeliyiz” dedi.
KRİZİN YÜKÜNÜ HALKIN ÜZERİNE YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR
Ülkenin 470 milyar dış borcu, bir o kadar da iç borcu olduğunu belirten Emek Barış ve Demokrasi Güç Birliği Topluluğu, enflasyon oranının resmi rakamlar üzerinde %25, kredi faizlerinin %30 olduğunu vurguladı. Açık sınırı 2000 tl, yoksulluk sınırı 6500 tl olan bir memlekette yönetenlerin krizin yükünü halkın üzerine yıkmaya çalıştıklarını iddia ettiler. Topluluk üyeleri krizin bedelinin halka ödetilmemesi gerektiği düşüncesi ile iktidar partisine ilk tepkinin 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’nde verilebileceği yönünde görüş bildirdiler. “Bu oyunu bozmak, gerçek anlamda halkçı bir yerel yönetim yaratmak için; başta işçi , emekçiler olmak üzere, dini, dili, inancı ne olursa olsun, Türk, Kürt, Alevi, Sünni demeden çıkarları ve talepleri aynı olan halkı aydınlatıp talepleri etrafında birleştirmek görevi ile karşı karşıyayız. Ancak bu şekilde bu sömürücü, rantçı sermaye düzeninden ve onun 17 yıldır temsilcisi AKP iktidarından kendimizi kurtarırız. Bu uğurda herkesi mücadele için güç birliği yapmaya çağırıyoruz” Dedi.