
Zeytinburnu’nun tanınan ve sevilen simalarından olan Salih Zeki Durmuşoğlu gazetemize gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.İstanbul’un en çok göç alan ilçesi konumuna gelen Zeytinburnu hakkında görüşlerini açıklayan Durmuşoğlu, “Göçün ana nedenine bakmadan, ilçemizin bir göç ilçesi olduğunu söylemek yanlış olur. Zeytinburnu’na gelen göç Türkiye’den kopuk değil” dedi.
‘İLÇEMİZİ VERİMLİ KULLANAMADILAR’
Deniz kenarında, havaalanına yakın, güzel bir lokasyonda olmasına rağmen Zeytinburnu’nun yaşamsal anlamda hak ettiği yeri alamadığını ifade eden Durmuşoğlu, “80 sonrası gelen belediye başkanları ilçemizi verimli kullanamadı” dedi.
Doğma büyüme Zeytinburnulu olan 61 yaşındaki S. Zeki Durmuşoğlu, ilçeye olan göçün ana nedenlerinden birinin, zamanında faal olan; Bozkurt, Aksu, Narin ve Akfil gibi fabrikaların işçi gereksiniminden kaynaklıhızlı artan nüfusun gecekondulaşmayı doğurması olduğunu söyledi.Günümüzde ise taşınan fabrikaların yerine yapılan yüksek binaların,İstanbul coğrafyasının güzel ve verimli bir semti olan Zeytinburnu’nu karmaşık hale getirdiğini,ada bazlı değil, parsel bazlı binalar yapılınca da ilçenin mimari açıdan kötübir görünüm aldığını belirtti.
Dünya rantının içinde Zeytinburnu’nun da payı olduğunu belirten Durmuşoğlu, “Belediyelerin büyük rolü var. 100 bin dönüm alana 40 bin kamusal alan bırakabiliyormu, halkı mutlu ediyormu önce buna bakmalı yerel yöneticiler. İnşaat izni kentlinin de mutlu olacağı şekilde verilmeli” dedi.
Çarpık kentleşmeden dolayı dünyanın her köşesinden, özellikle Türki devletler başta olmak üzere, orta Anadolu ve doğudan gelen insan akımına uğrayan Zeytinburnu’nda öncelikle ‘kaçak’ olanın ne olduğu konusunun yorumlanması gerektiğini ifade eden Durmuşoğlu, “İnsanlarmı kaçak yoksa kaçak iş yerlerinin açılmasına göz yumanlarmı?” diye sordu.
Merdiven altı işyerlerinindevlet ekonomisine paydaş olmadığının altını çizen Durmuşoğlu, kayıt dışı işçi çalıştırdıklarını ve kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığını belirtti.
‘MÜLKİ AMİRLER GÖÇÜ TAKİP ETMELİ’
Zeytinburnu ismininen son Reina saldırganı olayıyla öne çıkmasının toplumu etkilediğini belirten Durmuşoğlu, “Öncelikle İlçe Kaymakamı, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı ve muhtarlar göçü takip etmeli, kayıt altına almalı. Türkiye’de maalesef insanlarda, kurumlarda kaçak dövüşüyorlar.Nasıl ki otel misafirleri kimlik ibraz ediyorsa, bir mahalleye taşınan da sırasıyla mahalle ve ilçe mülki amirlerine kendini ibraz etmeli” dedi.
TC vatandaşı olmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu belirten S. Zeki Durmuşoğlu, “Hesap sormak için önce o hesabın içindemisiniz ona bakmak lazım. Bu hesabı doğru yapalım. Avrupa’nın yerleşmiş ülkeleri 30-40 yıl önce bu sorunları çözmüş. Kayıt dışı uçan kuş ülkeye girmiyor” şeklinde konuştu.
‘SİYASİ PARTİLER ÜLKEYE KARŞI SORUMLUDUR’
Terörün münferit durumuyla, terörün oynadığı oyunlara ayrı ayrı bakmak gerektiğini belirten Durmuşoğlu,“TC yürütme organında olanlar; devlete karşı hassasiyetlerini,‘devleti yaşatki insan yaşasın’ felsefesi ile ortaya koymalılar. Siyasi partiler ülkeye karşı sorumludur ve birbirine ‘istifa’ diye bağırmakla olmaz bu iş. Özgürlük anlayışıiçinde hiç bir siyasi partinin, terör örgütü ile bağlantısı da olamaz. Biz polis devleti değiliz ama polise yardım etmeliyiz. Her hangi bir olaydan ya da kişiden şüphe duyup, polise bildirmiyorsak suça ortak olmuş oluruz.İhbar sistemi değil, birbirini kollama sistemi getirmemiz lazım. Gerçeği söylemek ihbar değildir” dedi.
Söylenmeyen şeylerden yüzlerce kişinin öldüğünü vurgulayan Salih Zeki Durmuşoğlu, “Zeytinburnu halkı dürüsttür. Gelenlerin de dürüst davranması lazım. Halk,kayıtsız kişiyi ihbar etmeli. Titizlik ve koruma bizim baş görevimiz” diyerek değerlendirmelerini tamamladı.