Durdum, tipini şöyle bir süzdüm. Benim yaşlarımda biri.. Ama onun yaptığı hareketi ömrümde bir kez bile yapmamışımdır. Ukela bir duruş, umursamaz bir bencillik..
Arabanın yarısı dolu ama sanki marketin tamamını götürmeye gelmiş gibi bir açgözlülük hissettim duruşunda..
Elliyi geçmiş fakat kendine yirmilik süsü veren, kıyafetini de bu yönde seçen kazanova havalarında..
Adamın hareketinden öyle gıcık kaptım ki bu yaşıma kadar tanıdığım bütün yamuk kişilerin her türlü bozukluğunu onda gördüm.
Arabasına hafifçe tıklayınca beni fark etti, hindi gibi gabarmış bedenini kasan adelelerini gevşetmeden arabayı kenara çekti.. Geçtim..
“Hıyarın tekiymişsin”, dedim içimden..
Markette biraz daha dolaştım, alacaklarımı arabaya koyup, kasaya yöneldim.
Tesadüf bu ya ödeme yapmak için arabayı yanaştırdığım kasada da o adam var. Keçinin sevmediği ot gözünün önünde bitermiş, benim de öyle oldu.
Diğer kasalara baktım, onlarda da sıra vardı.
Benim bulunduğum yerde bir o adam bir de ben. Ama adam almış da almış. Mübarek markette ne varsa doldurmuş arabaya. Bir bölümünü kasadan geçiren görevli, bant üzerindekileri de almaya çalışıyordu..
Adam bu arada cep telefonunu omuzuyla kulağı arasına sıkıştırmış konuşurken, avuç içi kadar cüzdanından da kredi kartını çıkarmaya çalışıyordu. Yine gıcık oldum.
Ulan dedim içimden, ya aldıklarını poşete koy, ya telefonla konuş ya da kartını çıkar. Ahtopotmusun hepsini aynı anda yapıyorsun..
Zaten kasanın önü pazaryerine dönmüş, bu kadar yiyeceği içeceği kim için neden aldın bilmiyorum ama beş kişi on gün yese yeter.
Gıcık oldum dedim ya, iki metre öteden baştan ayağa inceliyorum adamı. Surat desen nur yok. Yüzüne bakan kırk gün ekmek yemez meymenetsizin.
Telefonda konuştuğu kişiye, “tamam hepsini aldım” dediğini duydum.
“Bu kadar yetmez, karpuz kavunu unutmuşsun” diyecektim, yutkundum, ya sabır çektim.
O sıcakta tepeden tırnağa simsiyah giymiş adamı iyice inceledim. Biri bana öyle baksa, kesin “ne bakıyon kardeşim der, çatarım” ama adamın umrunda değil. Daha doğrusu ruhen orada olup olmadığını bile bilmiyorum
Sabrım tükendi, o kasada ödeme yapmaktan vazgeçip yan tarafa yürüdüm.
Böyle tipleri görünce bazen düşünüyorum acaba hayatı, insanları fazla mı ciddiye alıyorum diye. Görmezden gelemiyorum, ya da “s..... et hıyarı” deyip geçemiyorum..