ÇEVRE SORUNLARI VE SÜRDÜREBİLİR YENİ YAŞAM KONSEPTİ

Değişen dünyamızda çevre sorunlarının çoğalması sonucu yaşadığımız pandemi süreci ve bu süreci meydana getiren Covid-19 gibi virüsler, doğa ve çevre bilincimizi yeniden gözden geçirmemize neden olmuştur.

İnsan doğası gereği doğanın bir parçasıdır. Bize düşüncelerimiz şekil verir, düşündüğümüz şey oluruz zamanla. Ne düşünüyorsak oyuz. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Düşüncelerimizle dünyayı kurarız. Kimimiz de Dünya’yı yok ederiz. 
Kendimizi ve doğayı sevmenin yolu da, düz yazı şeklinde düşünen zihni bırakıp, şiirle düşünen bir başka zihin türünü uyandırmaktır. Hece uzmanlığını bir kenara koymalı, yaşam tarzımızı şarkılarla özdeştirmeliyiz. Zihinden sezgiye , kafadan kalbe geçiş yapmalıyız. Çünkü kalp, gizemlere daha yakındır bu gezegeni hak etmenin yolu bilinçli bireyler olmaktan geçer. 

Çevre bilicini ve ekolojik evin önemini bugün sizlere anlatmaya çalışacağım.
Doğadaki aşırı kirlenme ile birlikte çevre bilinci ve ekolojik denge günümüzde ön plana çıkmıştır. Dünyada meydana gelen çevre kirliliği, ülkemizde de had safhadadır. Türkiye'de yılda üretilen evsel atık miktarı 20 milyon tondur ve organik olmayan yani doğada çözünemeyen atıklar bu 20 milyon tonun %70'ini kapsamaktadır. Hal böyleyken uluslararası anlaşmalarla birçok ülkenin atıkları da Türkiye’ye getirilmektedir. Küresel ısınma ile de; insan, hayvan dolayısıyla çevre sağlığının bozulmaması için EKO dengenin bozulmamasına çalışılmalıdır. 
Kısmi çözüm olarak;  ekolojik yapılara yöneliyoruz fakat bunları bile doğru tasarlayamıyoruz. Bir eko köy tasarlanırken  eko yaşamda öncelikle  yerleşke kadar, rekreasyon alanlarımızda oluşturulmalı ve kent bahçeciliği gibi insanı topraktan uzaklaştırmadan yeni yaşam alanları planlanmalıdır.Bu alanların kendi kendine sürdürülebilir ilkesi olmalıdır. 

Netice olarak,organik ürünlere ve ekolojik yapılara yönelmeliyiz. Fakat ne yazık ki, doğal yapı malzemeleri kullanılmadığından ekolojik yapı diye, yeşille insanı kandırıyorlar, yeşil yapılar yaptıklarını iddia  ediyorlar.
 Ülkemizde organik ürünlere ulaşmak oldukça zor ve bunun yanında  satılan organik ürünler üreticiden alınan fiyatın üzerine %1000 gibi kar oranı konularak satılmakta.

Bizler,  çevreci anlayışla hareket ederek, ekolojik yapılarla birlikte kent etrafında sürdürülebilir ekolojik yaşam köyleri kurarak gelecekte yaşanması muhtemel risklere karşı yeni yaşam konseptleri kurmalıyız. 

Bunun için de ekolojik yapılarda doğaya uyumlu, yüzde yüz geri dönüşümlü yapı malzemeleri kullanılmalıdır. Yapılan araştırmalara göre, yapı duvarları ahşap karkas üzerine  saman panel veya nefes alan doğaya uyumlu doğru malzemeler ile oluşturmalıdır.  Bu sistemler atmosfere  karbon salınımı yapmadığı gibi, yapıyı yazın serin, kışın sıcak tutmayı sağlar. Ekolojik yapılar gerçek doğa dostu yapılardır ve beton gibi radon gazı salınımı yapmazlar.

Bu sorun, sadece ülkemizin sorunu değil, global bir sorundur. Küresel düşünüp, yerel uygulama yapılmalıdır.  Bu sayede ülkemizin geleceğine ve insan sağlığına katkıda bulunulacaktır. Ekolojik yaşam bir bilinç meselesidir. Bu yaşam tarzımda kullanılacak her türlü ürünler de insan sağlığına zarar vermeyen ürünler olmalıdır.
Önce yaşadığımız ev çevre dostu olmalıdır. Tam da burada sadece yeşil yapıları bir yaşam tarzı gibi benimseyen EPA ekolojik yapılar devreye giriyor .
 

Amacımız çevre dostu yaşam kurmaktır. Bu yeni yaşam konseptine çok fazla geç kalmadan şehirlerimize perma kültürü uygulanmalı ve kendi kendine yetebilen ekolojik yaşam köyleri kurulmalıdır. Şehirler etrafına kurulacak bu köyler, kendi enerjilerini kendileri üretmeli  ve sıfır atık şeklinde planlanmalıdır. 
Unutmayın ki sloganımız; daha yaşanır bir dünya, çocuklarımıza bırakacağımız  en büyük mirasımızdır.

“Uzayda büyük bir gemideyiz, gemine ve torağına sahip çık.”
HASAN BORA YILMAZ