Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “İnsanlar arasındaki sorunları çözmek için ‘halleşme’ masaları kuracağım. Buraya gelenler, konuya aracılık edenlerin yanında dertlerini ortaya döküp, anlaşmazlık yaşadığı kişi ya da kurumla el sıkışacak. Anadolu da var olan bu geleneği ilçemizde de yaşatmalıyız” dedi.
Belediye meclisinde bu yönde yaptığı konuşmadan sonra, toplantı sonrasında sohbet ederken de aynı konuya girdi ve “Eskiden mahkeme mi vardı?. Araya komşular girer, akrabalar girer, sonunda iş tatlıya bağlanırdı. Ama saygı vardı, sevgi vardı.. Bunlar yine olmalı” dedi.
Ben Başkana yürekten katılıyorum. Canı sıkılan mahkemeye koştuğu için dosyalar dağ gibi birikmiş, bekle ki hakim karar versin. Temyizi var, düzeltmesi var, var oğlu var.. Yıllar süren mahkemeler bitmediği için ne mağduriyetler yaşanıyor..
Ama gerçekten, eskiden alacak-verecek meselesinde anlaşamayan, bahçe-bağ kavgasına giren, babadan dededen kalan mirası paylaşamayan, evlilik ya da kız meselesi yüzünden aralarında husumetler doğan çok aile, hep bu yöntemle uzlaşır, mahkemelerde sürünmeden, problemini çözerdi.
Ama insanlarda güven duygusu yok olup, büyüğe saygı, küçüğe sevgi yok olunca, insanlar bencilleşip, menfaat peşinde koşmaya başlayınca iş bozuldu.
Şahsen benim halleşeceğim o kadar çok insan var ki..! Liste uzpuzun. En baştakini söylesem şaşarsınız..
Ama Allah, “Kul hakkıyla yanıma gelmeyin” diyor.
Bu yüzden halleşiyormusunuz, helalleşiyormusunuz, ne yaparsanız yapın ama kimsenin hakkı kimsede kalmasın. Nasıl olsa herkes bu dünyaya geldiği gibi gidecek. Kefenin ne açık ne de gizli cebi var.
Geçenlerde televizyonlarda haberi yayınlandı, Mısır’da kralın kuyumcusunun mezarını bulmuşlar. Yaklaşık üç bin yıl önce adamı sahip olduğu tüm altınlarla birlikte gömmüşler. Ama altınlar işe yaramamış olacak ki ortada kafatası, kuru kemikten başka bir şey yoktu. Bir süre önce de firavun öteki tarafta seyahat etsin diye mezarının yanına gömülen koca bir sandal bulunmuştu.
Yani anlayacağınız zamanında kendini tanrı sanan firavun bile eninde sonunda kuru bir kafatası olarak gün yüzüne çıkıyor. Kuyumcusu da kimseye bırakamadığı altınlarını yanında götürse de maalesef hiç bir işine yaramıyor.
O zaman Başkanın bu güzel önerisini dikkate alalım ve halleşelim.
Yoksa cenaze namazı kılınırken “hoca hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorduğunda, biri çıkıp “etmiyorum” derse kızmayın. Zaten kızsanız da yapacak bir şeyiniz yok, kalkamazsınız.